19 Eylül 2011 Pazartesi

Üzgünüm,

Üzgünüm,

-Yine bir tireyle başladım doldurmaya sayfayı. Kendimi maddeleyerek anlatmaktan hoşlanmıyorum aslında. Maddelere ayırabileceğim katmanlarım yok çünkü. Daha girift, daha kaotik kafamdakiler. Ama yazık, hikaye yazamıyorum artık.Cümlelerim artık daha çok bi ilişkinin ileri safhaları gibi. Sınırları çizilmiş, masalsılıktan uzaklaşmış. Bugünün ilk maddesi kendimi maddelere ayırmaktan hoşlanmamam olsun.

- Artık ben bişiye ağlarken insanlar beni teselli etmek için ” o sadece…” ile başlayan cümleler kurmasın istiyorum. Bi film izliyosan, bi kitap okuyosan, bi şarkının ilk notaları kulağına çalınmışsa birinin bişiyine ortaksın demektir. Aramıza hoşgeldin. Bunları yapıosan şöle demektesindir aslında “Şimdi senin derdini dinlicem anlat bakalım, şimdi bana ne hikayen varsa söle içine girmeye hazırım”… Derdini dinlediğniz arkadaşınıza sırtınızı dönüp gitmessiniz. Gidenlerdensenizde gitmeyiniz. O film, o kitap, o bişiyin o 3 5 satırı, 3 5 notası onunla ağlamanızı istiyosa ağlayın işte. Ya da sadece ağlayanlara ilişmeyin, sakın ” o sadece…” demeyin.. Çünkü hiçbişe sadece bişey değildir.

-Yazının geri oluşabilmek için henüz çok karmaşık. Çözülene kadar beklemeliyiz üzgünüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder