21 Aralık 2009 Pazartesi

salak foça


durup durup foça resimlerine bakarak hiç bi sorum
luluğun olmadığı, huzurlu, yaptığımızın en mühim işin duş alıcak yer aramak olduğu ve zamanımızı orda burda oturup bira tüketerek harcadığımız -ki burda harcamak aslında yanluş bi kelime gerçek anlamda yaşamak oydu çünkü- günlere geri dönme düşüncesi kurcalıyor beynimi. "an"lar çalabilmek, "an"lara hapsolabilmek, "an"ların büyüsüne sarıp sarmalanmak... bi mucize asıl beklediğim sanrm.

14 Aralık 2009 Pazartesi

fransız oldum ben

bgnü unutasım olmadığından yazasım var, yoksa böle o "anlar" zamanla kayboluyor hafızamdan dönüp dolaşıp geriye kalan yine benim pas tutmuş bilinçaltım oluyo. Bi hafta kadar önce başlayan fransızlaşmaca bgn nihayet son buldu ve ben en nihayetinde 5 dakikada bir inbox.mı kontrol etmekten kurtuldum. 22 Şubat 2010da Fransanın Nantes kentinde gözlerim yeni bi güne açılıcak, yepyeni bi gökyüzü karşılıcak beni, yeni sokaklar ve yeni insanlar... sabırsızlanmalar.

11 Aralık 2009 Cuma


Kabullenmiş gerçekliği... Artık inanmıyor "herşey düzelicek" masallarına, beklentisizce yaşamayı öğrenior zamanla. "Zaman"... Çok fazla şey beliyoruz ondan bazen die geçiriyor kafasından... sahip olduğumuz tek şey,tek ilacımız, tek gerçekliğimiz zamanmış gibi davranıyoruz...tek kurtuluşumuzmuş gibi... oysaki bizi tüketen zamanın ta kendisi, umudun ortağı, kendimize çektirdiğimiz işkencelerin kucağı....
Kabullenmiş gerçekliği...Artık biliyor tek sahip olduğu şeyin yalnızlığı olduğunu aslında...biliyor terk etmicek onu ne olsa, ihanet etmicek ona...sarmalanmış ona.. karıştırmış ruhunu ruhuna... güvende orda...

portisheadi gelmişlikler içinde yazılmışlıklar.