12 Ekim 2012 Cuma

   Hayat bana iyi davranmıyor, diye geçirdi içinden. Hayat.. bana.. iyi.. davranmıyor.....
   Mutsuzluğundan, çareeizliğinden, çözümlere güçsüzlüğünden, kafasının bulanıklığından ölesiye utanırken, elinden tek gelen hayatı suçlamak.
   Güzel-miş gibi görünen birsürü şeyin arasından o da iyi-miş gibi yapmaya çalışıyor. Her şey kontrol altınday-mış gibi. Güneş gökyüzünde onun için parlıyor-muş, gökyüzü mavinin her türlü tonuna sırf onun için bürünüyor-muş gibi... Huzurluy-muş gibi.. sanki istediği herşeyi elde edebilir-miş gibi...
   Onca miş ve mış gibi varken ortalıkta birinin onu anlar-mış gibi yapmasına ihtiyacı var ölesiye.Çünkü sakinleşmeye, güvenli denizlerde yüzmeye, saçlarının okşanmasına, fırtınanın ortasında bir sığınağa ihtiyacı var...Pastadan çıkan dansçıya  milli piyangodaki büyük ikramiyeye, telefonla arama jokerine, bir mucizeye  ihtiyacı var.
    Bir zamanlar mucizeleri görmek kolaydı diye geçirdi içidnde.. onları gören tarafını kaybetmenin yasıyla...
    Keşke dedi içinden... Keşke.

10 Temmuz 2012 Salı

22 Mart 2012 Perşembe

maddesel yorgunluklar


-ihtimallerin sonsuzluğu ruhuma iyi gelmiyor.

-her şeye ve herkese yetme çabam o kadar nafile ki sonunda tek hissedebildiğim hiçbir şeye ve hiç kimseye yetemediğim duygusu

-gelecek fikri ne zamandır beni korkutur oldu hatırlamıyorum bile. şuanda oturduğum masanın dışında kalan bütün masalar, sokaklarında gezdiğim şehir dışındaki bütün şehirler, yanlarında kendimi güvende hissettiğim insanların dışındaki bütün insanlar, sakladıkları gizemler bir yana benim için potansiyel kalp sıkışmaları. biri kafamdan onları alsın.

- acı çekmediğim zamanlar tek yapabildiğim kendimi tireli ifade edebilmek. Aslında nekadar madde maddeyim.