Zaman. Huzuurm, kafamdaki düğümler, kalbimdeki düğümler, mutluluğum, mutsuzluğum onun merhametinde şimdi..
o sahip olduğum tek şey düşününce hayatın ta kendisi elimizde olan tek şey eninde sonunda gözümüzün önünde
dönüp duran yelkovanla akrebin hareketinden ibaret. Sahip olduklarımı, sahip olamadıklarıma, sahip olduğumu
sandıklarıma bakıyorum, okdr çok şey geçiyorki kafamdan takip edemiyorum sanki kötü bişiker yazsam nankörlük
etmiş olucakmışım gibi hissediyorum ürküyorum. Tanrı hayatı insana başka başka yollardan öğretiyor sanırım,
beklemediğimiz silahlarıyla çıkıyor kaşımıza, çoğu zaman hüzünlü. Öyleki güneşli bi pazar günü herşey "mükemmelken"
o rahatsız edici gerçek birden lastikleri incelmiş paslı bisikletiyle yoldan geçen yaşlı bi adamın yüzüne
yerlemiş çizgilerde, ya da dünyanın başka bi köşesinde hantalvücudunu istasyondaki banklardan birine bırakmış
başı eğik duran bi gencin ellerini kavuşturduğu anda salınıweriyor dünyaya, fark edilmiyor çoğu zaman fark edemiyoruz.