
Bir çarşamba günü çıkılan yolculukta gidilicek tren kaçmış, 30 saniyeyle kendini güler yüzlü gişe görevlisi amcanın karşısında bulmuşsan, planlarını bir yana atıp adını yeni duyduğun bi şehre giden ilk trene binmiş yolda ağaçlar bir bri geçerken fonda "porcupine tree- trains" sana eşlik ediyor ve küçücük fransız kasabası seni renkli kapıları, minicik garındaki mavi oturakları, daracaık sokakları, şaraplarıyla seni kendine katıyorsa ve o anda "dğru" yerdeymişsin gibi hissediyorsan

Sabahın 7sinde uyanmışken gözlerini ilk açtığında güneş kocaman pencereden içeri nantes'ın silüeti üzerinden dolmuş duvarlarını kızıla boyamıışsa ve sabahın köründe uyanmanın sinir bozuculuğuna rağmen yüzündeki gülümsemeye engel olamıyor ve "doğru" yerdeymişsin gibi hissediorsan,

Yağmurlu bi günde, Nantes'ın dar sokaklarıından birinde kulağında müzikle yürüyorken birden shuffle tüm marifetini ortaya koyup onlarca şarkı arasından Exit Music'i seçiorsa, huzur bi yanda şarkının ölümcül etkisini iliklerine kadar hissederken yinede yüsündeki gülümsemeye engel olamıyor ve "doğru" yerdeymişsin gibi hissediorsan